Cephalophyllum pillansii

Cephalophyllum pillansii, Aizoaceae familyasına ait, Güney Afrika’nın batı kesimlerinde, özellikle Namaqualand bölgesinde taşlık ve kumlu arazilerde doğal olarak yetişen, kompakt, çok yıllık ve yayıcı bir sukulent türüdür. Tür ismini, Güney Afrikalı botanikçi Neville Stuart Pillans’tan almıştır. Bitki, kalın, etli, üçgen kesitli yapraklarıyla Cephalophyllum cinsinin tipik formunu taşır. Yapraklar kısa, uçlara doğru sivrilen ve genellikle gri-yeşil ya da mavimsi tonlarda olup, bazen yüzeylerinde hafif mumsu bir tabaka bulunur. Zamanla toprağa yapışık, halı gibi gelişen yastık formu kazanır. İlkbahar sonu ile yaz başı arasında açan parlak sarı çiçekleri, güneşli günlerde tam açar, gün batımında kapanır ve bitkiye yoğun bir görsel etki kazandırır.

Cephalophyllum pillansii’nin bakımı, diğer Güney Afrika kökenli sukulentler gibi oldukça kolaydır. Tam güneş alan, sıcak ve kuru ortamlar bu tür için en ideal koşulları sunar. Günde 6–8 saat doğrudan güneş ışığı, kompakt yapıyı korur ve bol çiçeklenmeyi teşvik eder. Gölge ortamlarda bitki uzar, gevşer ve çiçeklenme zayıflar. Toprak seçimi çok önemlidir: Tamamen mineral içerikli, süzek, torfsuz ve suyu hızla tahliye edebilen karışımlar kullanılmalıdır. En iyi sonuç için ponza taşı, iri kuvars kumu ve az miktarda perlit içeren toprak önerilir. Saksı kullanılacaksa, geniş yüzeyli ve drenaj delikli kil ya da seramik saksılar tercih edilmelidir. Sulama, yalnızca toprak tamamen kuruduğunda yapılmalıdır. Büyüme dönemi olan ilkbahar ve yaz başında ölçülü sulama yapılmalı; sonbaharda azaltılmalı, kışın ise neredeyse tamamen kesilmelidir. Aşırı sulama, kök çürümesi ve yaprak deformasyonlarına neden olabilir. Gübreleme çoğu zaman gerekli değildir; ancak bitkiyi desteklemek istersen, büyüme sezonunda ayda bir defa seyreltilmiş, azot oranı düşük bir sukulent gübresi verilebilir.

Çoğaltılması, hem gövde çelikleriyle hem de tohumla kolayca yapılabilir. Yayılıcı yapısı sayesinde yan sürgünlerden alınan küçük parçalar birkaç gün kurutularak kuru mineral toprağa dikildiğinde hızla köklenir. Tohumla üretim daha uzun sürse de tür çeşitliliğini korumak açısından önemlidir.