
Agave guadalajarana
- Aile Ağacı
- Bilimsel İsmi
- Agave guadalajarana
- Familya
- Asparagaceae
- Çiçek Renkleri
- Sarı
- Kökeni
- Meksika
- Yapısı
- Rozet
- Karşılaşılabilirlik
- Nadir
Agave guadalajarana, adını Meksika’nın Jalisco eyaletinin başkenti Guadalajara’dan alan ve doğal olarak Meksika’nın batı ve orta bölgelerinde yetişen özel bir türdür. Bu türün en dikkat çekici özelliği, mavi-yeşil tonlarında kalın ve kısa yapraklarının, rozet formunda sıkıca dizilmesi ve her bir yaprağın kenarlarında belirgin şekilde yer alan kıvrımlı, koyu renkli dikenlerdir. Bu dramatik kenar yapısı ve uç dikeni, bitkiye heykelsi ve çarpıcı bir görünüm kazandırır. Yetişkin bireyler genellikle 30–60 cm çapında, kompakt bir formda kalır; bu da onu koleksiyonlar ve sınırlı alanlar için ideal hale getirir. Agave guadalajarana tam güneşli koşullarda en iyi gelişimi gösterir. Günde en az 6 saat doğrudan güneş ışığı, yaprak pigmentasyonunun korunması ve bitkinin kompakt kalabilmesi açısından önemlidir. Ancak çok sıcak ve kavurucu bölgelerde öğle saatlerinde hafif gölge sağlanması, yaprakların yanmasını önleyebilir. Toprak açısından seçici olan bu tür, iyi drene olan, hafif kumlu ve mineral içerikli karışımlarda en iyi sonucu verir. Aşırı nemli, ağır topraklarda kök çürümesi riski yüksektir. Sulama, klasik sukulent bakımı prensiplerine uygun olmalıdır: Yaz döneminde toprak tamamen kuruduktan sonra sulama yapılmalı, kışın ise sulama oldukça seyrekleştirilmelidir. Bu tür kuraklığa yüksek oranda dayanıklıdır. Saksı yetiştiriciliği için drenaj delikli, geniş ve ağır saksılar önerilir; çünkü bitkinin yaprakları kısa ama sert ve ağır olabilir. Agave guadalajarana çiçeklenme açısından yavaş gelişen bir türdür. Çiçeklenme genellikle 10 yıldan uzun bir sürede gerçekleşir. Bu süreçte bitki, merkezinden yükselen uzun bir çiçek sapı üretir ve üzerinde yeşilimsi-sarı çiçekler açar. Monokarpik karaktere sahip olduğu için çiçeklenme sonrası ana bitki yaşamını sonlandırır. Neyse ki bu süreçten önce çevresinde yavru bitkiler oluşur ve bu sayede üretim kolaylıkla sağlanabilir. Gübreleme ihtiyacı düşüktür. Büyüme döneminde, seyreltilmiş ve azot oranı düşük bir sukulent gübresiyle desteklenmesi yeterlidir. Fazla gübre kullanımı, yaprak yapısını bozabilir ve bitkinin doğal kompakt formunu kaybetmesine neden olabilir.