Agave filifera

Agave filifera adını, yapraklarının kenarlarından doğal olarak ayrılan ince, kâğıt gibi beyaz liflerinden alır. Bu lifler, bitkiye hem estetik bir dokunuş hem de benzersiz bir karakter kazandırır. Yapraklar koyu yeşil tonlarında, uzun ve sivri uçlu olup kenarları boyunca bu kıvrılan liflerle çevrilidir. Rozet formu oldukça derli topludur. Agave filifera ışık ihtiyacı bakımından oldukça güneş sever bir türdür; tam gün güneş alan bir konumda hem yaprak gelişimi hızlanır hem de lif oluşumu daha belirgin hale gelir. Yarı gölge ortamlarda da yaşayabilir ancak formunu tam olarak koruyamayabilir. Toprak olarak iyi drene olan, kumlu ve gevşek yapılar tercih edilmelidir; bu bitki asla su içinde kalmayı sevmez. Saksı seçiminde drenaj deliği mutlaka olmalı, tercihen terracotta gibi nefes alabilen saksılar kullanılmalıdır. Sulama ise klasik agave prensiplerine uygun yapılmalıdır: Yaz aylarında toprak tamamen kuruduğunda sulanmalı, kış aylarında ise neredeyse hiç sulanmamalıdır. Aşırı sulama kök çürümesine neden olur ki, bu Agave filifera gibi yavaş büyüyen türler için telafisi zor bir kayıptır. Çiçeklenme uzun yıllar alabilir; çiçeklenme döneminde bitki, ortasından yükselen uzun bir sap üzerinde yeşilimsi veya kırmızımsı çiçekler açar ve bu olay genellikle ömrünün sonudur. Ancak endişeye gerek yok, çiçeklenmeden önce çoğunlukla yavru bitkiler verir ve bu sayede üretimi oldukça kolaydır. Gübreleme yılda birkaç kez, özellikle ilkbahar aylarında, düşük dozlu kaktüs gübresiyle yapılabilir. Agave filifera, lifli yapısı ve gösterişli duruşuyla koleksiyonlarda hemen fark edilen bir türdür; hem iç hem dış mekânda doğru koşullar sağlandığında kolaylıkla bakımı sağlanabilir.