
Agave decipiens
- Aile Ağacı
- Yaygın İsmi
- False Sisal
- Bilimsel İsmi
- Agave decipiens
- Diğer İsimleri
- Agave laxifolia
- Familya
- Asparagaceae
- Çiçek Renkleri
- Sarı
- Kökeni
- Florida
- Yapısı
- Rozet
- Karşılaşılabilirlik
- Nadir
Agave decipiens, Amerika Birleşik Devletleri'nin güneydoğusunda, özellikle Florida'nın doğal bataklıklarına özgü ender agave türlerinden biridir ve çoğu agaveden farklı olarak nemli ortamlara adapte olmuş nadir bir örnektir. Yaklaşık 1–1,5 metre yüksekliğe ulaşan, yoğun yapraklı ve çok başlı rozetler oluşturan bu tür, zamanla kısa boylu gövdeler geliştirerek palmiyemsi bir silüet sergiler. Yaprakları 60–90 cm uzunluğunda, kıvrımlı ve kenarları dalgalı formdadır; kenarlarında aralıklı olarak yer alan küçük dişler, türün karakteristik görünümünü tamamlar. Renk olarak zeytin yeşili ile hafif mavimsi tonlar arasında değişen yapraklar, uç kısımlarında esnek terminal dikenlerle son bulur. Agave decipiens bakımı, iyi drenajlı fakat nemli kalabilen topraklarla uyumludur; bu yönüyle klasik çöl agavelerinden ayrılır. Yine de kök çürümesini önlemek amacıyla ponza taşı, perlit ve kaktüs toprağı karışımı önerilir. Saksı seçiminde yalnızca toprak (terracotta) saksılar kullanılmalıdır; bu saksılar, fazla suyun dışarı atılmasını sağlayarak sağlıklı kök gelişimini destekler. Bitki, doğrudan güneş ışığına olduğu kadar hafif gölgeye de tolerans gösterebilir; bu yönüyle balkon, teras ya da yarı gölgeli avlular için oldukça uygundur. Donlara karşı hassas olan bu tür, kış aylarında sıcaklıkların 5 °C altına indiği bölgelerde iç mekâna alınmalı ya da korunaklı bir konumda tutulmalıdır. Çiçeklenme yalnızca yaş aldıkça gerçekleşir; uzun bir çiçek sapı üzerinde sarımsı-yeşil tonlarında çiçekler açar ve bu sürecin ardından ana bitki yaşamını tamamlar. Ancak tür, güçlü sürgünleriyle çevresine bolca yavru bıraktığı için üretimi oldukça kolaydır. Agave decipiens üretimi, bu yavru rozetlerin ilkbaharda dikkatlice ayrılıp birkaç gün kurutulduktan sonra geçirgen topraklı saksılara dikilmesiyle gerçekleştirilir. Gübreleme yalnızca ilkbaharda yapılmalı; azot oranı düşük, sukulentlere özel hazırlanmış gübrelerle destek sağlanmalıdır. Kışın gübreleme yapılmamalı, bitki doğal dinlenme evresine bırakılmalıdır.