
Agave cerulata
- Aile Ağacı
- Bilimsel İsmi
- Agave cerulata Trel.
- Diğer İsimleri
- Agave cerulata subsp. cerulata
- İsim Kökeni
- A. cerulata adlı özel sıfat, "mumsu, mumsu" anlamına gelen Latince "cerulatus" sıfatının dişil halidir ve muhtemelen mumsu beyaz tomurcuklara işaret eder.
- Familya
- Asparagaceae
- Çiçek Renkleri
- Sarı
- Kökeni
- Meksika
- Yapısı
- Rozet
- Karşılaşılabilirlik
- Koleksiyonlarda Yaygın Değil
Agave cerulata, Meksika’nın Baja California Yarımadası’na endemik, botanik dünyada oldukça değerli kabul edilen bir agave türüdür. 40–60 cm çapında ve yerden yükselerek genişleyen bir rozet yapısına sahiptir. Yapraklar kısa, sivri ve oldukça sert olup, kenarlarında keskin ama kahverengi dikenlerle çevrilidir. Yaprak yüzeyinde sıkı ve sert dokulu, neredeyse pürüzsüz bir yapı gözlemlenir. Agave cerulata bakımı, doğal habitatını taklit edecek şekilde hazırlanmış, suyu hızlı tahliye eden, mineral ağırlıklı ve besin açısından zengin olmayan bir toprak yapısıyla sağlıklı biçimde yürütülür. Ponza taşı, perlit ve hazır kaktüs toprağı karışımı, bu bitkinin kök sistemine hem stabilite hem de havalandırma sağlar. Saksı tercihi olarak yalnızca toprak (terracotta) saksılar kullanılmalıdır; bu saksılar, suyu kolayca buharlaştırarak kök çevresinde nem birikmesini önler ve kök çürümesini engeller. Işık konusunda oldukça seçicidir; tam gün güneş alabileceği, havadar ve açık alanlarda en sağlıklı gelişimi gösterir. Gölgede tutulduğunda ise yapraklar form kaybedebilir, renk solabilir ve gelişim durma noktasına gelir. Donlara karşı oldukça hassas olan Agave cerulata, sıcaklık 5 °C altına indiğinde mutlaka koruma altına alınmalı ya da iç mekâna taşınmalıdır. Çiçeklenme oldukça nadir görülür ve yalnızca yaş aldıkça, metrelerce uzayan çiçek sapları üzerinde sarımsı tonlarda çiçeklerle gerçekleşir. Çiçeklenmenin ardından ana rozet ölür; ancak çevresinde bıraktığı yan sürgünlerle tür devam eder. Agave cerulata üretimi, bu yavruların ilkbaharda dikkatlice ayrılıp birkaç gün kurutulduktan sonra geçirgen yapıdaki toprağa dikilmesiyle gerçekleştirilir. Gübreleme yalnızca ilkbahar döneminde, büyümenin aktif olduğu zamanlarda yapılmalıdır; özel olarak hazırlanmış, düşük azot içeren sukulent gübreleriyle destek verilmelidir. Kış aylarında gübreleme uygulanmamalı, bitki doğal dinlenme döngüsüne saygı gösterilmelidir.